Menü
Previous
Next

Recent Posts

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALIDIR?

22 Mart 2016 Salı / Yorum Yok
http://www.hurriyet.com.tr/travmatik-olaylar-cocuga-nasil-anlatilmali-40073893


TRAVMATİK YAŞANTILAR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALIDIR?
Travma Nedir?
Günlük yaşantımızda daha çok duymaya başladığımız kelimelerden biri olan travma, fiziksel ve psikolojik bütünlüğü tehdit eden her türlü olay olarak tanımlanır. Başka bir deyişle, stres düzeyini arttıran olaylar olarak bilinmektedir.
Travma Sonrası En Sık Görülen Tepkiler
Duygusal Tepkiler: Şok, üzüntü, endişe, suçluluk, umutsuzluk, karamsarlık, çaresizlik, aşırı sinirlilik…
Fiziksel Tepkiler: Baş ağrısı, göğüs ağrısı, mide bulanması, kalp sıkışması, yorgunluk, iştah değişimi, nefes darlığı, kolay hastalanmak…
Davranışsal Tepkiler: Uyku ve yeme bozuklukları, içe kapanma, sosyal çevreden uzaklaşma, konuşmama, dikkatsizlik ve dağınıklık, kaçınma davranışları, hiçbir şey olmamış gibi davranma…
Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Travma sonrası belirtiler tramvayı izleyen günlerde görülür. Genellikle bir süre sonra kendiliğinden azalarak düzelir. Ancak her birey için bu süreç aynı değildir. Bazı kişiler travmanın etkilerini aylar hatta yıllar sonrasında da yaşayabilirler.
Kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri, sevdikleri etkinliklere yönelmeleri, kendilerine iyi gelecek kişilerle görüşmeleri ve mümkünse uzman desteğini ihmal etmemeleri travma sonrası yaşadıkları süreç için iyileştirici olacaktır.
Herkes için travma ve travma sonrası zorlu bir yolculuktur. Ancak bu süreçte baş etme mekanizması ve soyut düşünme gibi farklı etmenler vardır. Bu sebeple çocukların bu süreci nasıl yaşadıkları üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır.


Çocuklara Travma Nasıl Anlatılır, Neler Yapılabilir?
·         Çocuğun sorduğu sorular kısa, öz ve yaşına uygun olarak cevaplandırılmalıdır. Yaşa uygun olmayan ve çok detaylı açıklamalar çocuğun aklında soru işaretleri oluşturabilir ve kaygıyı tetikleyici olabilir. Örneğin çocuğunuz size patlama, terör saldırısı nedir? gibi sorular sorabilir. Bu noktada çocuğunuz ilkokul çağındaysa “Birçok insanla bir arada yaşadığımızı ve bu ortamlarda iyi insanlar daha çok olsa da kötü niyetli insanların da olabildiğinden bahsedebilirsiniz. Ancak bu tür durumların çok sık yaşanmadığını ve onun bulunduğu ortamların güvenli ortamlar olduğunu hissettirmek en kritik mesajdır”.

·         Çocuğunuz ortaokul çağında ise olayı değerlendirmesi yetişkinlerin olayı değerlendirmesi ile büyük ölçüde benzerlik gösterir. Bu noktada çocuğunuzun sorularına göre cevaplarınızı bir kademe daha detaylandırabilirsiniz ancak unutmamak gerekir ki yaş önemli bir faktör olsa da her çocuk farklıdır. Bu sebeple gelişim özellikleri kadar çocuğun duygusal süreçleri ve durumu algılayış ve değerlendirme biçimi de dikkate alınmalıdır.


·         Çocuğa anlatım en güvendiği birincil yakınları tarafından yapılmalıdır. Çocuk bu olayı yaşına uygun olmayan bir anlatımla ve kitle iletişim araçlarından öğrenmemelidir. Örneğin; yetişkinler gündemi takip edebilmek için televizyon, internet gibi iletişim araçlarını böyle dönemlerde daha çok kullanmaya eğilimlidirler. Ancak şiddet içerikli paylaşımlar çocukları olumsuz etkilemektedir. Bunların sıklıkla tekrarlanması çocukların kaygı düzeylerini arttırabilir.


·         Olayları öğrenme sonrasında görüntülerle tekrar tekrar karşılaşmamasına ve farklı anlatımları dinlememesine dikkat edilmelidir. Bu durum çocuklar için olduğu kadar aileler için de kaygı ve korku verici olabilir. Ancak ailelerin bu tür duyguları özellikle çocuklarının yanında yönetebilmesi önemlidir. Buradaki duyguyu yönetmek kavramı duyguların çocuğa yansıtılmaması anlamına gelmemektedir. Çocuklar çok iyi gözlemcilerdir. Üzüldüğünüzü ya da yaşanan duruma karşı hissettiklerinizi mimikleriniz ve sözel ifadenizle aktarabilirsiniz. Örneğin; “Yaşanan bu durumlar için üzülüyorum,  bu kötü günlerin bir an önce geçmesini diliyorum.” gibi. Buna ek olarak ebeveynlerden birinin vereceği aşırı bir tepki çocuğa da bulaşarak bu durumdan aşırı şekilde korkması gerektiği mesajını verebilir.

·         Çocuğun sorduğu sorular tekrarlanabilir, farklılıklar gösterebilir. Soruları sabırla ve aynı şekilde cevaplamak gerekir çünkü çocuğun güvende hissetmeye ihtiyacı vardır. Sorular sık gelmeye başladığında bunu hissederek çocuğunuzu rahatlatıcı etkinliklere yönlendirebilirsiniz. Tüm aile fertlerinin katıldığı oyunlar, keyifli etkinlikler ve çeşitli duygu oyunlar gibi.

·         Bazen çocuklar okulda aldıkları bir bilgiyi evde ya da evde aldıkları bir bilgiyi okulda birine sorarak teyit etme ihtiyacı duyabilirler. Bu noktada çocuğu takip edip okul-aile iletişiminin güçlü olması çocuğa aynı bilginin verilmesi ve onun daha rahat, güvenli hissetmesi açısından önemlidir.

·         Çocuğunuz size bu tür durumlarla ilgili bir soru soruyorsa bu size güvendiğinin ve desteğinizi almak istediğinin göstergelerinden biridir. Bu tarz durumlarda sizin de cevabını bilmediğiniz sorular olabilir. Çocuğunuzdan bu bilgiyi öğrenmek ve kendisine geri dönüş yapmak için bir zaman dilimi isteyebilirsiniz.

·         Çocuğunuz travm a sonrası verilebilecek olağan tepkilerden bazılarını gösterip, size etkilendiğinin ipuçlarını verebilir. Böyle durumlarda çok iyi gözlemci olmak ve değişiklikleri fark etmek, baş etme noktasında yardımcı olmak için önemlidir. Çocuğun, fiziksel ve sözel olarak kendini güvende hissetmeye ihtiyacı vardır. Sarılma, dokunma, gerekiyorsa birlikte uyuma gibi ihtiyaçları gidermeniz onun rahatlamasını sağlayacaktır.

·         Günlük rutinin devam etmesi çocuğun kendisini ve ailesini güvende hissetmesini sağlar. Bu sebeple günlük yaşam rutinlerine devam edilmelidir.



Her yetişkinin, her çocuğun baş etme yolları ve süreçleri farklıdır. Ancak herkes için iyileştirici ortak noktalar vardır; konuşmak, konuşmayı desteklemek ve dinlemek … 

Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu

18 Mart 2016 Cuma / Yorum Yok


Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk Gelişimi Bölümü olarak, Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği, Harvard Tıp Fakültesi, Boston Çocuk Hastanesi ve Fogarty Uluslararası Ruh Sağlığı ve Gelişimsel Bozukluklar Araştırma Programı işbirliği ile 25-26 Mart 2016 tarihlerinde “Uluslararası Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu”nu düzenliyoruz. Beşinci Sempozyumun teması, “Okulda Sosyal Medya, Internet ve Yeni Teknolojilerin Kullanımında Sorumluluklar” olarak belirlenmiştir.
Sempozyumda; davetli konuşmacılar, sunumlar, panel ve bilimsel araştırma sunumları yer alacaktır ve tüm etkinliklerde eğitimcilerin, akademisyenlerin, psikologların, psikiyatristlerin, anne babaların ve idarecilerin bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları hedeflenmektedir.
Sizleri 25-26 Mart’da Bahçeşehir Üniversitesinde ağırlamaktan onur duyacağız.
Sempozyumda görüşmek dileği ile..

Prof Dr Nilgün Sarp
Bahçeşehir Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı

Sempozyum programını incelemek isteyenler için link
http://www.bahcesehir.edu.tr/icerik/10080-okul-ve-ruh-sagligi-sempozyumu-bilimsel-program

Sempozyumda görüşmek üzere!